Bu tarifime Dr. Mehmet Öz'ün bir tavsiyesiyle başlamak istedim. Doktor Öz "Bugün bir adet kivi yiyin, böylece kivinin sizi saran sakinliğini hissedin" diye öneriyor. Ben de bu cümleye ilave olarak; "Kiviyi meyve olarak sevmiyorsanız, bir bardak nefis kivi gazozu olarak tüketin" diyorum. Bol buzla, taze meyve ve baharatlarla hazırlanan içecekleri çok severim. Kivili gazoz da zümrüt gibi rengi ve mükemmel tadıyla bunlardan biri. İçerdiği yüksek C vitamini ve kalsiyumun dışında, bu muhteşem meyve; yazın sıcak günlerinde de hem serinletici özelliği, hem de güneş ışınlarının cildimizde oluşturduğu deri zedelenmelerine karşı da doğal bir koruma. Kiviyi, daha kolay ve eğlenceli bir şekilde keyifle tüketeceğiniz kivili gazoz tarifiyle, önce stresten arınıp, sonra da (tarifteki kividen bir tatlı kaşığı çalarak) cildinizi canlandırıp, bu güzel bahar günlerine ışıl ışıl merhaba deyin.

Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Minicik şık kadehlerde ikram edilen likörü çok severim. Yapıldığı meyvenin o taze aroması küçücük bir yudumda bile kendini hissettirir. Hafif tatlımsı tadı, yanında bir parça çikolata ve mis gibi bir kahveyle ikram edilen likörü, gerek sunumu, gerek tadıyla içkilerin en naifi olarak tanımlayabilirim. İşte bu sebepten her sene yaptığım vişne likörü ve narenciye likörü benim için çok kıymetlidir. Bundan sonra ise, sevgili Serpil Hanım sayesinde (bu vesileyle kendisine çok teşekkür ederim), artık portakal likörünü de kendim hazırlayacağım. Tabii siz de... Serpil hanım, bir yorumunda "portakal likörü tarifiniz var mı?" diye yazınca, ben de evdeki eski-yeni yemek kitaplarımdan, arkadaşlarımdan, internetten ne kadar portakal likörü tarifi varsa toparladım. Kendime göre bir tarif oluşturup, hemen hazırlıklara giriştim. İlk deneme olmasına rağmen, portakal likörüm çok da iyi oldu. Muhteşem rengiyle, ilk tadımı yapan oğlum ve birkaç arkadaşımdan "çok lezzetli olmuş" onayını aldıktan sonra da, sıra tarifi paylaşmaya geldi. Siz bu tarifi denerken, ben de narenciye likörünün tadına bakacağım. Bakalım hangisi daha çok seveceksiniz...