Maydanozlar, naneler, fesleğenler... Mis kokulu tazecik yeşillikler. Siz de yemeklerinizde benim gibi bolca baharat ve taze ot kullanmaya meraklıysanız, kolları sıvama zamanı. Sağlık ve lezzet deposu baharatları, hangimiz yemek yaparkenhemen dalından koparıp kullanmayı istemez ki? Hepimiz isteriz. Ama ya yerim yok, ya da vaktim yok deriz. Halbuki tek ihtiyacınız (yapı marketlerden veya büyük marketlerden kolayca bulabilirsiniz) bir poşet tohum ve saksı. Kimseden bahane istemem... Tohumlarınızı alıyorsunuz, saksılarınıza üstlerinde yazan talimatlara göre dikiyorsunuz. Biraz sulayıp balkononuza veya geniş bir cam önüne yerleştiriyorsunuz. Bu da zor derseniz, saksısında hazır ekili tohumlarda var. Yani bahane üretmek yok. Tohumları diktiniz, can suyunu verdiniz. İşte hepsi bu kadar... Onlar o kadar ciciler ki sizi hiç uğraştırmazlar, kendi kendilerine büyürler. Üstelik bütün bunları, varsa çocuklarınızla birlikte paylaşın, büyümelerini birlikte izleyin.
Bundan sonra sabretme evresi geliyor ki, bence tek zor yanı bu. Özellikle ilk defa ekiyorsanız. Tohumdan birşey üretmenin en zor yanı bu. Ama şimdi tohumla uğraşmayın, tohumlar artık fideye dönüştü; pazarlarda, çiçekçilerde fideleri çıktı alıp ekin hemen derim. Sonra bir gün onların yeşil filizlerini görünce... Bunu yaşayıp belki de siz bana yazmak istersiniz. Ondan sonra hergün ne kadar da büyüyüp güzelleştiklerini izleyip, kestikçe ve suladıkça çıkardıkları mis kokularını içinize çekmeye doyamayacaksınız. Ben onlara kıyamam demek yok. Ne kadar çok kesip kullanırsanız, o kadar çok büyüyüp, çoğalıyorlar.
İnanın bütün gün enerji kaybeden evin küçük yaramazları, kendi elleriyle kopardıkları yeşilliklerle hazırladığınız salataları, fesleğenli makarnaları nasıl da keyifle yiyecekler. (Birçoğu antibakteriyel özellik taşıyan baharatları çocuklarımızı daha küçükken alıştırmalı, onları hem bitki yetiştirmeye özendirmeli, hem de faydalarını öğretmeliyiz.) Ayrıca et yemeklerinde kullanacağınız biberiye ve kekiğinizi de, şu sıralar seralardan saksı içinde alabilirsiniz. Taze baharatla, kurusu asla aynı lezzette olmuyor. Bu sayede yemeklerinizin lezzetini de arttıracaksınız.
Bu güzel kızlara gelince, bunlar bütün yaz meyve veriyor. Sabah balkonda kahvaltı ederken, hemen üstündeki domatesleri koparak hüüüp mideye indiriyorsunuz. Bunları bu yaz ençok birbuçuk yaşındaki Kardelen ile ablası Melis yedi. Hiçbir zahmetleri yok, siz sadece olanları topluyorsunuz, yerine hemen yenileri çıkıyor. Bu sene deneme amaçlı bir saksı ekmiştim ama seneye daha fazla ekeceğim.
Ben bunları ilk defa deneyecek olanları cesaretlendirmek için yazdım... Biliyorum ki bahçesinde, balkonunda çeşitli sebze ve baharat yetiştiren birçok arkadaşım var. Onlarda yazıp, bizimle paylaşırlarsa ne güzel olur. Yetiştirmek isteyip de ama... diyen arkadaşlarımızı da heveslendirmiş olurlar. İnanın bu sene fesleğen ve nane ihtiyacımı ektiğim iki saksıdan karşıladım. Bu sene bütün bunların yanında benim balkonumun da yeni misafirleri var. Pembe domateslerim... Ama onlar biraz nazlı, herşeyden nem kapar, özel ilgi ihtimam ister.
Bunlarda balkonumdaki biberlerim ve çileklerim. Hayatımda hiç bu kadar lezzetli çilek yemedim. Üç-beş tane de olsalar kendi yetiştirdiğiniz çilekleri yemenin keyfi bir başka. Yemekten öte onları seyretmek bile insanı mutlu ediyor. Bu şahane arnavut biberleri ise bütün kışlık acı biber ihtiyacımı karşılayacak. Onları çok seviyorum, onlarla ilgilenmek, bir dal nane koparmak inanın sizi de çok mutlu edecek...
Resimde gördüğünüz siyah şık saksılar ise IKEA'dan. Gerçi başka amaçla satılıyorlar ama, ne de güzel saksı oldular...
Haziran 2009
Yorumlar
Koşarak gidip çiçekçiden fesleğen ve nane aldım ve ektim.
Şimdi sabırsızlıkla çıkmalarını bekliyorum.
Elinize sağlık.
Güzel yazılarınızın devamını sabırsızlıkla bekliyorum.
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için