Feribotla Bozcaada'ya yaklaşırken, önce kuru boz bir manzara karşılar sizi. Yanınızdakilere çaktırmadan içinizden bir üfff!... çeker, pek beğenmezsiniz... Sonra feribot biraz daha yaklaşmaya kale, iskele ve o küçük restoranlar görünmeye başlayınca hafiften gülümsemeye başlarsınız. Feribottan indiğinizde Bozcaada, rüzgarıyla sizi sarıp sarmalayınca, adanın o mistik üzüm bağlarıyla, rezene karışımı keskin kokusunu içinize çekince o anda Bozcaada'ya ya aşık oluverirsiniz ya da nefret edersiniz. Bozcaada ya sevilir, ya sevilmez. İkisinin ortası pek olmaz.
Biz, ona aşık oluverdik, hiç farkına varmadan… Yaklaşık 11-12 yıl önce ilk defa gittiğimiz ada o anda bizim sevgilimiz oluverdi. Yıllarca neredeyse tüm tatillerimizi adada geçirir olduk. Ama bir ara oranın doğallığına ayak uydurup dinlenmek, adayı yaşayıp hissetmek için değil de, moda olduğu için adaya gelenler yüzünden bir daha gitmeme kararı aldık. Uzun bir aradan sonra, geçen sene bir tatil dönüşü dayanamayıp uğradık. Her şey aklıma gelirdi de, iskelede o ada kokusunu duyunca ağlayacağım aklıma gelmezdi. O da oldu… Ama ben de çokkk mutlu oldum. Güzel küçük otellerini, kıyıdaki restoranlarını, Ayazmanın, Mermer Koyu'nun denizini kısacasını herşeyini nasıl özlediğimi hatırladım. Ama en çok da neyi özledim biliyor musunuz? "Adaya naylon poşet sokmak yasaktır" yazan feribotları... Çünkü o zamanlar adaya böyle sahip çıkılıyordu. Biz de Bozcaada'yı o doğallığı, el değmemiş dokusu, sakinliği, zamanı unutturan, insanı yavaşlatan ahengi için seviyorduk.
Dört yıldır ilişkimizi kestik, uzun bir süre gitmemeye karar verdik dedim... Neden? Aramıza giren kara kedi (ler) mi olmuştu? Evet… Öncelikle filmler çekildi, popüler oldu. Duyan duymayan, herkes geldi. "Olsun, yöre halkı faydalansın" dedik. Ardından çevredeki bazı küçük korular yanmaya başladı. "Görünmez kaza" dedik. Yanan yerlerin üzerine siteler yapıldı! "Herhalde bunlar da lazım" dedik. O arada sahilin ucuna ilk diskotek-bar açıldı. "Bizi ilgilendirmez meraklısı gider" dedik. Ama o ada modasına uyup gelen bazı kendini bilmezler; ne zaman ki; akvaryum ya da mermer koyu olarak bilinen bölgede, bir resim çekme pahasına, ya da bakın ne yakaladım görün diye, ayaklarınızın dibindeki kayalarda oynaşan balıklara, ahtapotlara dokunmaya başlayınca yuh!.. artık dedik ve bir daha oraya gitmemeye karar verdik. Doğa düşmanı insanların hangi birini durdurmaya güç yeter bilmiyorum. Ne yazık ki onları kaçıramayıp, biz kaçmak zorunda kalıyoruz.
Bozcaada notları; nasıl gidilir, nerede kalınır, ne yenir, gezilecek yerleri
- Bozcaada'da her keseye uygun otel-pansiyon var. Sezonuna göre oda kahvaltı olarak 40-200 TL arasında fiyat aralığı var. Feribottan inince zaten size yardımcı olacak birileri mutlaka olacak. Olmadı 5-10 dakikalık araba turu ya da yürüyüş yaparak güzel bir yer bulursunuz. Rum mahallesinde bir sürü yeni yerler açılmış.
- Köyü olmayan tek ilçe olan ada çok küçük bir yerleşim. Feribotta gördüğünüz insanları gün boyu, plajda, restoranda, şarap evlerinde de görmeye devam edersiniz.
- Adada şehir merkezinden denize girilmez. 5-10 dakikalık araba yoluyla güzel sahillere ulaşırsınız. Arabanız yoksa artık plajlara minibüsler gidiyor. Artık diyorum, 10-15 sene önce yoktu böyle hizmetler. Ayrıca merkezde motor ve bisiklet kiralanabilir.
- Ayazma Bozcaada'nın en büyük plajı. Plaj kenarında restoranlar var. Çiğ börekten köfteye, ada otlarından yapılmış gözlemeden balığa kadar her şey var. Anlayacağınız kimse aç kalmayacak. Habbele’de güzel bir plaj var. Kumsal ve sığ bir suya sahip. Hem halk plajı, hem de özel bir bölüm var.
- Gelelim Bozcaada akvaryum koyuna. Burada güzel bir denizden başka hiçbir şey yok. Olmayanlara şemsiye, şezlong ve tuvalet de dahil… Yanına suyunu, yemeğini almayan aç susuz kalır. Ama oraya illaki gitmeli, şnorkelle gezmeli, etrafta dolaşmalı. Yanınıza su, yiyecek, şemsiye alırsanız birkaç saatinizi orada geçirebilirsiniz.
- Küçük çocuğum var, ya da oraya buraya gitmek istemiyorum derseniz; deniz kenarında birkaç otel ya da pansiyon var oraları tercih edin. Çünkü bu saydığım plaj kenarlarında kalacak yer yok. Deniz her yerde pırıl pırıl, su da buz! Bana sıcak gelse de ben etrafta konuşanların yalancısıyım.
- Bunlar bilinen yerler, ada etrafında araba ile bir tur atarsanız kendinize küçük, güzel, tenha koylar bulursunuz. Onları da siz keşfedin.
- Günboyu denize girdik akşam üzeri oldu ne yapılacak? Tabi ki ada turu. Giyin rahat ayakkabılarınızı adanın merkezini keşfedin. Biraz yukarılara çıkıp fotoğraf çekin. Rum mahallesindeki restore edilen evlere bakının, kiliseyi ziyaret edin.
- Bozcaada Kalesi ve müze gezilip, görülmeli. Kaleden panoramik resimler çekilmeli.
- Şarap fabrikalarını gezmeyi ihmal etmemeli. Giderken eve kasa kasa o lezzetli şaraplardan götürmeli.
- Domates reçeli orada tadılmalı, tadı damaktayken eve de alınmalı.
- Akşam yemeği için iskele kenarında güzel yerler var. Bol meze, bol balık. Eskisi kadar çeşit göremedim. Ayrıca dikkatli olun çiftlik balıkları buralara kadar gelmiş. Eskiden elde açılan baklavalar artık yok. İsterseniz, iç kısımlarda da değişik restoranlar mevcut. Daha olmadı tekrar Ayazma’ya gidin akşam yemeğinizi de orada yiyin. Bizim tercihimiz iskele kenarındaki restoranlar. Ada çok kalabalıksa, önce yerinizi ayırtın sonra adayı keşfe çıkın.
- Resimdeki bu nefis ahtapot ızgarayı Boruzan Restoran'da deneyin. Yemek üstüne de dondurmalı irmik helvasını.
- Rüzgar güllerini ziyaret edin, tepede bir kadeh şarapla güneşi batırın.
- Hiç olmazsa bir kere bağbozumu etkinliklerine katılın. Bağlardan üzüm toplayın.
- Rüzgar olduğu için nem yok, gece rahat uyunuyor. Camınızı açın ada kokusunu içinize çekin, rüzgarını üstünüzde hissedin rahat bir uyku çekin.
- İstanbul’dan ada toplam 5-5,5 saat sürüyor. Yol çok güzel keyifli. Ama Çanakkale yolunda yanmış ormanları görünce çok üzüleceksiniz. Kilitbahir’den Kepez’e feribot var. 20 dakika sürüyor, 10 TL. (ekim 2008'de öyle idi, bu sene daha gitmedim). Oradan Geyikli İskelesi 1 saat sürüyor. Geyikli’den feribot adaya 30-40 dakikada gidiyor. Feribot ücreti dönüşte adada ödeniyor. Feribot 23 TL. Geyikli’de sadece 3 TL alıyorlar. İnternetten saatlerine bakılabilir.
- Adada banka olarak sadece Ziraat Bankası ve İş Bankası'na ait bir ATM bulunmakta.
Özellikle Temmuz-Ağustos gibi sıcak aylarda nemsiz havası ve rüzgarıyla iyi bir tercih olacaktır. Unutmayın ben bir ada severim. Size o gözle anlattım. Daha yazacak çok detay var ama o da sayfalar sürer. Hem her şey anlatılırsa adanın da sürprizi kaçar… Gidecek herkese iyi tatiller. Bozcaada'nın keyfini çıkarın, rahatlayıp sakinleşin. Bozcaada'yla ilgili ulaşım, otel, bağbozumu detayları için buradan ulaşın. Haziran 2009
Yorumlar
Bizimle Facebook sayfamız üzerinden iletişim kurabilirsiniz:
https://www.facebook.com/bozcaadafotografatolyesi/
Selamlar & Sevgiler
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için