Bodrum’dan yola çıkarak başladığımız gezide, önce Fethiye Ölüdeniz, devamında da Saklıkent Kanyonu dedik. Şimdi de Patara’dayız. Patara, Roma döneminden kalma müthiş antik kalıntılara, Patara plajı ile de dünyaca ünlü, korunmaya alınmış caretta carettalara ev sahipliği yapmakta. Ayrıca akasya ve zakkum ağaçlarının sizi karşıladığı giriş yolu, uzaktan bakıldığında bir çölü anımsatan kilometrelerce uzunluktaki kumsalı ve masmavi denizi ile nadir güzellikteki ören yerlerimizden biri.
Patara notları:
- Burası da yine antik bir ören yeri olduğu için giriş ücretli. Kişi başı 5 TL. Müze kartınız varsa geçiyor, yanınıza almayı unutmayın.
- Patara, girişte sizi ikinci yüzyıl başlarında yapılan antik giriş kapısı ve Roma dönemi lahitleri ile karşılıyor. Muhteşem bir tiyatro binası ve hamam kalıntıları gezerken sizi etkileyecek diğer antik yapılar.
- Roma İmparatoru Neron tarfından yapılan, halen kazı çalışmaları devam eden dünyanın en büyük deniz feneri de burada bulunmaktadır.
- Buradan yola devam ederek, meşhur plajına ulaşıyorsunuz. Tahta basamaklardan yapılmış 200 metrelik bir yürüyüş yolu sonrası o şahane kumsala ve denize ulaşıyorsunuz. Genelde rüzgarlı bir hava ve dalgalı bir denize sahip olan plaj, 18 kilometre uzunluğunda. En dar yeri 280 metre, en geniş yeri 1500 metreye ulaşan incecik, altın renkli kuma sahip plaj aynı zamanda Türkiye’nin en uzun sahili.
- Caretta carettalara yaptığı ev sahipliği yüzünden plaj tahta bloklarla ikiye bölünmüş. Bir kısmı bu sevimli kaplumbağaların yumurtlama yerlerine ayrılmış. O alanlara girmek yasak.
- Plajda şezlong ve şemsiye kirayabildiğiniz gibi yanınızda da, getirebilirsiniz. Eğer bir-iki saatten fazla kalmayı düşünüyorsanız, şemsiyesiz oturmak mümkün değil. Ağaç gölgesi filan aramayın, hazırlıklı gidin.
- Tamamen yumuşacık kum olan denizi, 50-60 metre kadar gitseniz bile hala sığ. Eğer çok dalgalı bir günde değilseniz çocuklar için ideal.
- Duşlar, tuvaletler, soyunma kabinleri yeterli ve temiz. Yemek için güzel bir restoran var. Orada yemek istemezseniz, yol üstünde yöre halkının yaptığı gözlemelerle karnınızı doyurabilirsiniz.
- Eğer kalmak isterseniz, küçük oteller ve pansiyonlar mevcut.
- Fethiye’den Kalkan’a doğru giderken (ya da tam tersi), uğrayıp, antik kenti gezip; plajda biraz yüzüp, güneşlenip, yola devam edebilirsiniz. Görmeden geçmeyin diye önereceğim yerlerin başında geliyor.
Patara gezimizin sonunda, bir kere daha Roma döneminin eşşiz mimari güzelliğine hayran kalıp, denizin ve dalgaların tadını çıkarıp, Olimpos’tan önceki son durağımız olan Kalkan’a doğru tekrar yola koyulduk... Temmuz 2009
Yorumlar
Kaş'a her gidişimizde bir günümüzü mutlaka geçiririz.
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için