Yılmaz Özdil'e teşekkür ederim
Haliyle panik halindesiniz... “Nasıl anlarız? Genetiği değiştirilmiş organizma yemekten nasıl kurtuluruz?” filan.
Şöyle...
Annaneniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken, siz, "Aman annane be, boş versene" deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya... Annane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini annaneden alıp, bir kenara yazmadınız ya... İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef... Yazının devamı için.
Yılmaz Özdil'e "GDO'lu diyet tarifleri" başlıklı bu güzel yazısı için çok teşekkür ediyorum (eğer okumadıysanız lütfen yazının tamamını okuyun). Bizi GDO'lu yiyecekleri tüketme konusunda uyarırken yazdıkları hepimize örnek olmalı. Şimdiye kadar yap(a)madıysak bile, şimdiden sonra daha dikkatli olmayı öğrenmeli, geleceğimiz adına bunu çocuklarımıza da öğretmeliyiz.
Bu yazı; beni, sitemi ve sitemin amacını da ne kadar da güzel anlatmış. Ben kendimi bu kadar iyi ifade edemezdim. Yılmaz Özdil'in yazısını okuyan kocamın akşam eve geldiğinde "çocuklarımıza bu kadar özenli baktığın için tekrar teşekkür ederim" (ki bunu her zaman ifade eder) "Yılmaz Özdil, bugünkü yazısında sanki seni tarif etmiş" demesi beni çokta şaşırtmadı. Sadece; uzun çalışma saatleri sonrası bile çocuklarıma "ev yemeği" hazırlama inadımın, hazır gofret, bisküvi yerine kendi yaptığım kurabiyelere alıştırmamın, evde kendi mayonezimi kendim yapmaya uğraşmamın, ne kadar doğru bir karar olduğu bir kez daha anladım. Sitemi devamlı takip edenler, eğer anlatmayı başarabilmişsem, "yapabildiğiniz herşeyi kendiniz yapın, bol baharat ve ot kullanın, sebzeyi, meyveyi, balığı mevsiminde tüketin, hazır gıdalara mümkünse rağbet etmeyin" gibi önerilerimi bilir. Ne kadar doğru bir yolda olduğumu şimdi daha iyi anladım. Sizlere de, yapabildiğiniz kadar, kendi yiyeceklerinizi kendiniz hazırlama konusunda birazcık da olsa örnek olabiliyorsam ne mutlu bana. Unutmayın sevdikleriniz için her zaman vaktiniz vardır...